Sizden birinizin, arzusu benim getirdiğim (Kur'an'a Şeriat)e uymadıkça kâmil imanla iman etmiş olamaz.
İman, yetmiş küsur şubedir ve utanma imandan bir şubedir" buyurmuştur.
Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.
Kişi din kardeşine kâfirlik isnad ederse, bu isnad ikisinden birine döner.
Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.
Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.
Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.
Pek çok günahları olan bir kimse dahi olsa, zulme uğrayanın bedduası kabul görür. Fasıklığı kendine...
Bana benzemekten en çok uzak olanınız, cimri, ağzı bozuk ve çirkin söz söyleyen kimsedir.
Eller üç kısımdır: Alan el, veren el ve tutan el. Bunların en iyisi ise veren eldir.
Kendisine mağfiret dilemek (hasleti) verilen, bağışlanmaktan mahrum kalmaz. Şükretmek (hasleti) verilen, nimetin çoğalmasından mahrum olmaz. Tövbe etmek (hasleti) verilen, tövbesinin kabul olunmasından mahrum olmaz Dua etmek (hali) verilen de icabet edilmekten mahrum olmaz.
Ümmetim dinar ve derhemi(parayı, maddi varlıkları) yücelttiği zaman onlardan İslam'ın heybeti kaldırılır. İyilikle emretmeyi terk ettikleri zaman da vahyın bereketinden mahrum kılınırlar.
Her kim mescide cemaatle namaz kılmak için gelirse, her gelişi için Allah ona cennette özel bir mükafat hazırlar.
İlim öğrenmek için yola çıkan kimse dönünceye kadar Allah yolundadır.
Kalbinden tam bir sadakatle Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in de Allah'ın resûlü olduğuna şehadet eden bir kimseyi Allah, cehennem ateşine haram kılar.
Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.