Sen benim yazmamı bekle, ben de senin… Böyle bekleyelim, anı yaşayalım işte..
Sürekli yüzüne salatalık maskesi yapan kadın; Sabah namazını kılmadığın için alamadığın nuru hıyardan alamazsın.
Sırf seninle diğer tarafta karşılaşmamak için, helal ediyorum hakkımı..
Sahip olamadığım bir şey varsa yeterince istemediğim içindir…
Ben senin adını bile söyleyemedim ki hiç kimseye. Bir parçanı başkasına veriyormuşum gibi geldi hep.
Bir kadın aramaktan vazgeçmişse, konu kapanmıştır; ağla öküzüm ağla…
Tırnak kenarındaki etin minicik bir şekilde yırtılarak, hayvan gibi acıması hayattan soğumama sebep oluyor.
Bir otobüs aşkıydı belki bizimkisi benim yolum “son durak” seninkisi “müsait bir yer”di
Ben haklı ya da haksız olduğum durumlarda değil, karşımda ‘adam’ olmadığını anladığım zamanlarda susarım!
Trip mi atıyoruz bumerang mı anlamadım. Kime atsam geri geliyor.
Bir şey istiyor musun oğlum. +Yok baba, annemi versene telefona. -Efendim oğlum. +Anne babama söylesene para göndersin…
Türk kızı yağmur yağınca, kahvesini sıcak çikolatasını alıp kitap filan okumaz; balkona 300 km hızla koşup çamaşırları toplar.
Herkes sevdiğin kadar güzeldir, tahammül ettiğin kadar vardır hayatında…
İkinci el övgü tüccarları varsın bol bol konuşsun. Benim satacak malım yok ki övgüye ihtiyacım olsun..!
En çok gözlerime gömülürsün, gözlerimi kaparım. vasiyetimi yazarım..
Bu hayatta dikkat et insana, alkolün sahtesi, insanın kahpesi çarpar…
Bazı insanlar hayatımıza küfürlerimize sponsor olmak için girmişler sanki…