Bir isim var unutamadığım… Bir çiçek var koparamadığım… Bir hayal var kuramadığım… Birde sen varsın özleyip de ulaşamadığım...
Hey sen! Sen, seni özleyenden habersizce özlemle özlenmektesin. Sen var ya sen, özlediklerimin içinde en güzel, en büyük özlemimsin...
Bu gece gözlerinde ayın doğmasını bekle, yıldızlara dokunmaya çalış, dokunamadığın için üzülme onları seyretmekle yetin... Benim seni özlemekle yetindiğim gibi...
Seni hatırlarım güz yağmurlarında hoyrat türkümsün, yankılanan dağlarda birden yokluğun gelir aklıma seni sensiz yaşarım dökülen yapraklarda...
O gecenin karanlığında, güneşin ışığında, suyun damlasında, selin coşkusunda kimi zaman yanımdasın, kimi zaman rüyamda ama hep aklımdasın sakın unutma...
Merhaba özlenmesi en güzel insan; özümde özlediğim, gözümde tüten, gülünce beni güldüren yüz, duyduğumda en mutlu olduğum ses... Seni çok özledim...
Bir bulut gibidir benim kalbim, başka yüreklerle çarpışır yağmur yağdırır ve bu yağmurda sadece vazgeçemediklerim ıslanır... Şimdi dokun saçlarına mutlaka ıslaktır...
Bir gülün peşinde koşanlar çiğnedikleri kır çiçeklerinin farkına varmazlar...
Ne olurdu saadetlerin en büyüğü işte ellerimde al diyebilseydim, anlardın ve hiç gitmezdin değil mi bir gün olduğun gibi kal diyebilseydim...
Şimdi daha iyi anlıyorum ki nefes almak değilmiş yaşamak, ateşlerde yanmak gibi bir şey severken bile sensiz olmak...
Sana olan sevgim; bedenimdeki kanların hepsi bedenimi terk edince ve ben ölünce bitecektir...
Yüreğim umulmayan yaralarla baş edemezken, bir tatlı aşk gülüşü özledi gözlerim ve sen hangi alemde hangi düşlerde isen gel, çünkü gülüşünü çok özledim...
Bak arkadaş seviyorsan şunları bil. Uzaktır gidemezsin, yakındır istediğini yapamazsın, güzeldir erişilmezdir, sevdalısındır dürüstçe anlamazdır, tek istediğin yalnız kalmaktır onu bile çok görürler seni anlamazlar, sen bence ne yap biliyormusun arkadaş yeter ki sev, tek taraflı olsa bile ebedi sev, sev ki güller utansın kuşlar kıskansın ama onu sev...
Çarşıda kaybolan çocuğun elinde soğuyan anne sıcaklığı hızıyla ayrıldın benden, oysa ben çay bardağında bırakılan dudak payı kadar bile ayrı kalamam senden...
Hatırlamak gönül dağındaki gül kadar güzel ise , unutulmak hüzün dağındaki diken kadar acıdır...
Usandım yeşermemiş umutsuz bahçeyi beklemekten, usandım tarla kuşunun sesinden, usandım bu yürekten, kendimden. Usandım durup durup seni özlemekten...
Bir gün anlarsın hayal kurmayı, beklemeyi, ümit etmeyi, lanet edersin yaşadığına. Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın, seni sevdiğimi işte o gün anlarsın...
Şafak kaç askerim, ekmeğim aşım, helalim. Sen nöbette beklerken ben yolunu gözlerim, hasretin zor Memedim...
Bütün kadehlerimi hep sana adıyorum, hep senin için bu bir bir boşalan şişeler. Umutsuzluğum, sarhoşluğum senin eserin, senin yüzünden bu delicesine içmeler...
Hasretim rengine siyah mı desem, ağarmak bilmiyor sonsuz geceler. Ya gülerdim ya da ölürdüm görsem, acep yarda nasıl bensiz geceler...