Gül gül demiş bülbül güle, gül gülmedi gitti. Bülbül güle, gül bülbüle yar olmadı gitti...
Sen, solgun baharlardaki mavi yağmurum, akşam kızıllığında yorgun gölgem, kış ayazında yaz güneşimsin. Bulutlardaki saklı düşlerim, her günün sonunda özlediğimsin. Yüzün kadar temizdir kalbin, hangi sevgi alabilir yerini.Yokluğun yağmura yazı yazmak kadar zor, sensizlik ölüm kadar acı…
Sen hiç ölümün gölgesinde ölümü yaşadın mı, bir garibin elinden tutupta ölüme rest çektin mi, sen cilalı parlak yerlerde gezerken ben parçalanmış vucudumla hapishane köşelerinde güneşin doğuşunu bekliyordum...
Gelecekse beklenen beklemek güzeldir. Özleyecekse özlenen özlemek güzeldir. Sevecekse sevilen işte o her şeye bedeldir...
Yarınlar umudumdu benim, bugünlere düşmandım, yarınımdın sen benim bugünüm olamazdın. Yarınlar hiç gelmedi, ben hep bugünlerde kaldım...
Seni görmediğim günler karanlıktayım, katran gecelerdeyim cehennem misali bir yerdeyim... Bir demir nasıl paslanır, bir elma nasıl çürürse işte öyleyim...
Özlemin var şu gözyaşlarımın suskunluğunda, yüreğimde kahredici bir yanlızlık ellerimi açmış dua ediyorum Allaha. Sana olan tertemiz duygularımın sonsuzluğunda seni çok özlüyorum bitanesi...
Sevdimse verdiğin yürekle sevdim, sen açtın bu ufku karşımda, sonsuz yürüdüm bir yolun sonuna geldim yıkık, üzgün ve paramparça sensiz...
Kaybetme korkusu ta içimdeyken, bekle diyorsun döneceğim bir gün. Beden beklemesine bekliyor ama yürek kan ağlıyor sensiz geçen her gün...
Sabahları seviyorum, insanları seviyorum, filmleri, şarkıları, kitapları, sıcak ekmeği, kalabalık sofraları, çikolatayı, minicik bebekleri, rüzgarda yaprak olmayı, geceleri yıldız olmayı, yaz gecesinde yağmur olmayı sevdim... Ve en çokta seni sevdim, hep yokluğunda...
Sıkıntı çekecek kadar gücüm, acı çekecek kadar sabrım kalmasa da seni sevecek kadar kalbim her zaman vardır. Hani dağlarda dört mevsim erimeyen kar olur ya; yokluğunda yüreğimden eksilmeyensin sevdiğim...
Kader beyaz kağıta sütle yazılmış yazı, elindeyse sıyır beyazdan beyazı. Tanrımdan umuyorum ki seni kaderime yazmış olsun...
Ansızın bir duygu körüklenirse yüreğinde, aklına takılırsa uzaklar ve bir de kulakların çınlarsa amansız, bil ki bir yerlerde özlenmişsindir...
Yokluğun sırtıma saplandı bir bıçak gibi akıtır taşa, toprağa kanımı, dünya seninle aydınlık ve güzeldi şimdi bin güneş doğsa götüremez karanlığımı...
Yaşadığım her an seni özlemeye itiyor beni, ağır geliyor yokluğun beklediğimsin, özlediğimsin, özlemimsin...
Günaydın kalbimin sahibi, günaydın aşkların en tatlısı, sevgilerin en görkemlisi. Günaydın soğuk kış gecelerimin ateşi, seni çok ama çok özledim.
Bu akşam yine sensizlik düştü içime, bu akşam gözlerin doğdu yüreğime, çekilmez oldu hasretin bedenime, ağladım anılara sessizce bu akşam ölmek istedim yine habersizce...
Merhaba hüzün adası; ben duygu gemisi, gecenin katranlığında yanaştım limanına, yüküm mutluluk. Kulak ver bak ne diyor gemideki ses. Özledim seni biriciğim...
Dünyada güneşin doğmadığından, ateşin yakmadığından, suyun akmadığından şüphe et ama benim aşkımdan asla bebeğim...
Sesine mevsimlerin eğildiği, gözlerine baharın ağladığı, ağlar gibi gülmeni, dokunuşlarımla gülecek gibi duran yüzünü özledim…