Kedi nankör, tilki kurnaz, karga kindar, yılan sinsi, insan hepsi.
Bazen basit gibi görünen kelimelerde, asit gibi heceler gizlidir.
Hayatımda hiç içmediğim zehir zıkkım sigaranın bile seninle olan tadı var.
Başkası gelip canımı yakana kadar, hep sana mı üzüleceğim ben?
‘Oku.’ emrini, ‘diploma al.’ diye anlamış olmanın bedelini, çok ağır ödüyoruz.
Yılan gibi girdin hayatıma zehirledin beni ummadığım anda şimdi acıyorum anılarımı yaşama direncim kalmadı hayatta.
Kısa süreli yalnızlıklarımda zehirlediğin kalbime bakıp ağladım şimdi yaşamak için sebep mi arıyayım yoksa ölüm için neden mi arıyayım?
Yalnızlık, ancak bu kadar barındırabilirdi ikimizi içinde ve ikimiz ancak bu kadar barınabilirdik kendimiz dışında bir yürekte.
Hayatım zehirlenmiş kalbim tükenmiş, yalan sevgiler kalbimi bitirmiş şimdi ağlarım kendime boşuna geçti zaman farkına varamadım bile.
Hayata dört elle sarıl diyorsun ya sevgilim; o zaman neden ikisini de alıp gidiyorsun?
Ne halin varsa gör demek vardı da. Her halini gördüm; o yüzden gerek yok.
Kimi sarılman için, kimi de defolup gitmen için sana sırtını döner.
Gözlerimin yüreğine selamı var. Üzerimde kalmasın. Ben gönderiyim de, yüreğin ister alsın ister almasın.
Ne kadar acımasızmışsın vurdun çektin tetiği öldürdün içimdeki seni git artık istemiyorum seni.
Rüyaları yaşamışız seninle. Gerçek hayata gerçek bir aşk atmamışız bunu öğrendim yalnızlıklarımda seninle bir anımız olmamış ağlamak istediğim anlarda aslında sen olmamışsın bu dünyada yalancı insan.
Bensizsin uyarmak istedim. Nefes aldığını düşünüyor olabilirsin.
Başkalarının kalplerini incitmekten kaçın. Verdiğin acının zehri sana geri döner.