Aşk nedir, bilmiyorsan gecelere sor, şu sapsarı yüzlere, şu kupkuru dudaklara sor.
Davet et, hayret et, af et, tövbe et ama ihanet etme!
İki şey hakkımızda fikir verir: Hiçbir şeye sahip değilken gösterdiğimiz sabır ve her şeye sahipken takındığımız tavır.
Her şeye canını sıkma ey gönül! Ne bu dertler kalıcı ne de bu ömür…
Yumuşak huylu isem kim demiş uysal koyunum; kesilir belki ama çekmeye gelmez boynum.
Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak, alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak.
İz bırakanlarla senin aranda basit bir fark var sadece onlar ömür boyu gayret ediyorlar; sen ömür boyu hayret ediyorsun.
Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır. Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.
Eski dünya, yenidünya, bütün akvam-ı beşer kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer yedi iklimi cihanın duruyor karşısında, ostralya ile beraber bakıyorsun: kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk; sade bir hadise var ortada: vahşetler denk.
Medeniyet dediğin açmaksa bedeninin her yerini... Desene hayvanlar senden daha medeni.
Bil ki, bir mezar taşıdır insandan yarına kalan. Ve unutma, onu da başkası yaptırır, gerisi yalan.
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Şehamet dini, gayret dini, ancak Müslümanlıktır. Hakiki Müslümanlık en büyük kahramanlıktır.
Ya rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı? Mahşerde mi biçarelerin, yoksa felahı?
Ne ibrettir kızarmak bilmeyen çehren, bırak kardeşim tahsili; git önce edep, haya öğren.
Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne acırım tükürüğe billahi tükürsem yüzüne.
24 saatten birini hakka vermeyen insan denilir mi?
Edepsizliğin başladığı yerde edebiyat biter.