Bazen rüyalarımda seni görüyorum, O zaman sana aşık olduğumu anlıyorum, Sana deliler gibi aşık oluyorum, Söylemek istiyorum ama söyleyemiyorum.
Sevgilisine sorar kız; beni ne kadar seviyorsun? Erkek, minik bir serçenin gözyaşı kadar seviyorum. der.. Kız, o kadar az mı seviyorsun? der.. Erkek, serçeler gözyaşı döktükleri an ölürler der ve susarlar..
Bir gün yanına geleceğim. Bir elimde silah, bir elimde gül, ya o gülü alır benimle olursun, ya o silahı alıp beni vurursun.
Eğer bir insan bir insanın mutluluğunu isterse fedakârlık yapar. Eğer ben yanında olmadan mutluysan hadi git çünkü sen mutlu olunca bende mutlu olacağım.
Gerçek aşk ya şimdi vardır, ya da asla olmayacaktır. Ya ölürsün aşkın uğruna yada zaten hayatta kalmanın bi anlamı kalmaz.
Bana büyük bir şaka yap gülüm! Kaldır gecenin lacivert perdesini gülümseyen gözlerinle. Yarına çıkart beni ne olur.
Telefon tellerine dolanan sesini istiyorum. Sesinin rengini kokusunu nefesini.. Bu bahçeye dönmüş ruhuma hoş geldin. Hoşgeldin.. Bebek yüzlü baharıma hoş geldin.
Yürekten akan sözler yüreğe akar. Ağızdan çıkan sözler ise bir kulaktan girer bir kulaktan çıkar.
Elinde ne varsa hayata dair, ötesi hiçbir şey yada vesair.. Hani demiş ya şair; Mutluluğu sende bulan senindir..
Ben güzel ruhuna aşık oldum senin. Sadece bu yüzden sadakat kokuyor bu tutku. Çünkü sen ebedi ruh hastalığım olacaksın benim.
Bu gece bir gözyaşı medeniyeti kuruyorum. Karşı durdukça büyüyen devleşen ve bütün engellemelere rağmen beni de yutmaya hazırlanan bir medeniyet. Ama dörtnala giden bir atlı gibi sökün ediyor yaşları; dizgin ne fayda?
Aşk yalan değil zaten aşık olduğunu ilk görüşte anlıyorsun işte benim hayatım aşkım diyorsun illa da sözlere göre hareket edersen aşkı biraz zor anlarsın o sana özel olur onu anca sen ona baktığında ve o sana baktığında anlayabilir başkasının demesi hiçbir halta yaramaz.
Bir gün adını anarken kesilirse sesim, hayalini düşlerken kesilirse nefesim ve hasrete yenilipte ıslanırsa gözlerim bil ki yalnız seni özlemişim.
Dur ve dinle! Duyduğun her ayak sesi benim olabilir. Çalan her zilde benim parmağım kalmıştır. Perdeleri ardına kadar kapatma belki karşı binanın çatısında sana el sallayan ben olabilirim.
Şimdi burada, ben burada kırılgan bir mıh gibi duruyorum. Vuruyorum kendimi sensizliğe, sensizlik batmıyor canıma, yalnızca acıtıyor beni..
Güller anlatsın sana olan sevgimi, güller anlatsın yalnızlığımı, çaresizliğimi? Yavaş, yavaş eriyen yüreğimi güller anlatsın ben anlatamadım.
Aşk trafik lambaları gibidir. Yeşil ışıkta geçecek kadar aşık olursun. Ama sarıda hep bir engele takılma ihtimali için hazırlıklı olursun. Kırmızı ışık yandığında ise aniden duracak kadar onurlu olmalısın..
Hayatı ruhsuz yaşayanlar hayata değil kendine eziyet edenlerdir... Sevdiğin seni sevmese de, gözleri seni görmese de, kalbi senin olmasa da bil ki senin içinde bir yerlerde çarpan bir kalp vardır... Belki çok yakınında, belki de imkânsız da...
Gülüşünü seversin, sesini seversin, sohbetini seversin. Sevmek için illa ki yüzünü görmek şart değil; Yüreğinde duruşunu seversin.
Şimdi ne çok isterdim elinin sıcaklığını. Yüzüne dokunmayı. Sahi yüzüne dokununca çoğalıyor gülüşlerin. Gülüşlerin acının önünde kumdan kalelere dönüyor. Üflesem ardında masum ve mahzun bir yürek tepeciği görünecek.