Seni asil insanların basit sevgileriyle değil, basit insanların asil sevgileriyle sevdim... Bu güzel aşkımıza nokta koyma, sana kucak dolusu virgül getirdim...
Ağlayışım terk edip gidişine değil... Ben, sensizken, senden diye sensizliğini de sevmiştim... Sen, seninle, seni de sensizliğini de alıp gittin...
Gülü bir gün, seni her gün... Gülü soluncaya kadar, seni ölünceye kadar seveceğim...
Beni terk ettiğin gün saçlarından bir tel koparıp asacağım kendimi... Beni terk ettiğin gün kirpiklerinden birini koparıp saplayacağım kalbime ve beni terk ettiğin gün öleceğim...
Onun üzüntüsünü paylaşıp onun için ağlıyorsanız bu aşktır... O olmadan onu düşünüp ağladığınız olduysa o da aşktır...
Bir insanın idealleri olmalı sonsuzluk gibi... Bir insanin özlemi olmalı özlemle açan çiçekler gibi... Bir insanın bir tanesi olmalı oda senin gibi…
Demedim mi bu hasret bitirir seni... Ay dolanır gider, yalnız kalırsın... Her gün yeni baştan dağılır, ufalırsın... Demedim mi yüreğim böyle sevme diye...
Başkasına kendinden fazla değer verme... Ya onu kaybedersin ya da kendini mahvedersin...
Aramızdaki mesafeler ne kadar uzun olursa olsun sonsuzluğa giden tüm yollara adını yazdım... Hangi yoldan geçersen geç seni sevdiğimi okuyacaksın...
Sana olan aşkım, sağır bir ressamın kristal bir yüzeye düşen gül yaprağının çıkardığı sesi çizdiği zaman bitecek...
Ben seninle sonsuzdan gelen iki ışın olup, ince kenarlı merceğin odak noktasından kesişebilme ihtimalini sevdim...
Hayatta üç şeyi sevdim... Seni, kalbimi, ümit etmeyi... Seni sevdim, sensin diye... Kalbimi sevdim, seni sevdi diye... Ümit etmeyi sevdim, belki seversin diye...
Kalbimde üç çiçek yetiştirdim... Sevmek, sevilmek ve beklemek.. Sen bunlardan ikisini kopardın, bana sadece biri kaldı beklemek, beklemek, beklemek…
Hissedince sana vurulduğumu baharda kuş olup uçarsım gelir... Bakınca o güzel gözlerine hasreti bir anda silesim gelir... Ama ne çare bir tanem ne çare, ne kuş olup uçabilirim ne de hasreti silebilirim... Ama inan bana bir tanem inan seni bir ömür boyu Sevebilirim...
Dava: Bir aşk hikayesi... Davacı: Yalnızlık... Davalı: Ayrılık... Şahit: Yeminler... Suçlu: Sevgilim... Ceza: Sonsuza dek seveceğim...
Gülmek için mutlu olmayı bekleme, belki mutluluk gülüşünde saklıdır... Sakın ağlayayım deme; belki bir yerlerde senin bir tek gülüşün için yaşayan biri vardır...
Eğer geceler seni düşündüğüm kadar uzun olsaydı asla sabah olmazdı...
Ne senden vazgeçerim, ne düşlerimden, ne de gözlerimi kaparım hayalinle yaşarken... İnan hayatı seni bana verdiği için, seni ise hayatıma anlam verdiğin için seviyorum...
Yastığımla uykumu baş başa bıraktım, sırf seninle yalnız kalabilmek için... Bu da yetmedi kendimi de bir kenara bıraktım şimdi burada yalnız sen varsın...
Aşkımız şekerden, sevgimiz tuzdan, evimiz ateşten... Bir gün ne oldu biliyor musun... Yağmur yağdı...