Unutma ki; nefret ve kinin ertesi pişmanlıktır. Ve her canlıya ölüm vardır. İnsan ölür ama ölmeyen insanlıktır.
Gönül kapılarımı sonuna kadar açtım. Kaderime söz verdim seni alnıma yazdım. Aşkın bir alev olsa yakar mı bu canımı? Uzanamam ben sana bu acıtır canımı.
Sadece mutlu olmayı isteseydik olurduk ama biz hep diğerlerinden daha fazla mutlu olmayı istedik ve hep diğerlerinin daha mutlu olduğunu zannettik.
İtle köpekle uğraşacak vaktim olsaydı veteriner olur, insan gibi görünen hayvanları tedavi ederdim.
Kapalıydı kapılar, perdeler örtük silah sesleri uzakta boğuk bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük bu gün de ölmedim anne.
Seni seviyorum diyenin aşkından şüphe et. Çünkü; Aşk sensiz ve dilsizdir.
Uzatma ellerini. Uzak olsun, istemez. Benden aldıklarını vermeye gücün yetmez.
Sakın yanlış anlama kendimi yitirmiş değilim. Sadece sende kayboldum o kadar.
Ne çok isterdim bir atkı olmayı üşüdüğünde boynuna sarılmayı benimki de hayal işte.
Tenine dokunmadan, avuçlarını kavramadan da seni sevebilirim. Çünkü istediğim tenin değil, yüreğin.
Nikâh masasına oturdun işte, dayanmak çok zormuş böyle sevince, sana mutluluklar, sözüm kardeşçe, at artık imzanı, git bir an önce.
Seni aklıma getirecek o kadar çok şey varken, seni yanıma getirecek hiç bir şey yok.
Ey sevgili sen nereden bileceksin ki her gece seni silahımın şarjörüne doldurup defalarca yüreğime sıktığımı. Söyle nereden bileceksin?
Her tesadüf bir başlangıçtır; finali sen oynarsın, perdeyi kader kapatır.
Duruyorsam sebebi var. Susuyorsam nedeni var. Herkes rahat olsun her şeyin bir zamanı var.
Ve öyle bir konuş ki bir şehir gibi mesela İstanbul gibi de ki ölümüne kadar seveceğim seni.
Önce sevdiğin terk eder seni ardından uykun. Sonra ne sevdiğin gelir ne uykun!
Seni affedecek kadar olgunum ama tekrar güvenecek kadar aptal değilim.
Aramızda bir harfin lazımı olur sevgilim? Ha g’ittin’ Ha ‘ittin’.
Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın keşke yalnızlığımla paylaştığımı seninle paylaşsaydım keşke senin adın yalnızlık olsaydı ve ben hep yalnız kalsaydım.