Kaldı işte; Çayımız bardakta. Çocukluğumuz sokaklarda. Mutluluğumuz kursağımızda. Sevdiklerimiz uzaklarda. Gülüşlerimiz fotoğraflarda...
Saf duygularımı kalbine, güzel sözlerimi beynine, sana aşık olan bu bedeni ellerine bırakıyorum biriciğim.
Akılsız adam mutluluğu uzaklarda, akıllı ise onu ayaklarını altında arar.
Bir gülüşünle, bir lafınla mutlu olmasını öğrendim. Bu bendeki ben değil bendeki sen oldu, artık seninle mutluyum.
Ölüm kadar yakındım sana ey sevgili ama sen bana mutluluk kadar uzaktın her zaman...
Küçük mutluluklar istiyorum. O kadar küçük olsun ki, istemesin kimse benden onu.
Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar, bazıları da daha alçakta. Oysa mutluluk insanın boyu hizasındadır. Konfüçyüs
Gölgesiz mutluluk olmaz, bak güneşte bile leke var.
Aklımızdaki insan yanımızda olsa hepimiz mutlu olurduk.
Bir kadını mutlu etmek istiyorsan, dost gibi dertleş, baba gibi koru ve adam gibi sev.
Gülmek seninle anlam kazanıyor. Mutluluğu kendinden uzak tutmadıkça...
Mutluluğu tasarlayamazsın, varsa yaşarsın yoksa bakarsın.
En güzel mutlulukları diliyorum sana, en güzel sevgilerimi yolluyorum sana, seninle mutluyum bunu anla.
Her defasında ipleri birbirine dolayıp, elimde tutamadığım bir uçurtma misaliydi mutluluk. Ya ben beceriksizdim, ya da rüzgar çok acımasızdı.
Bazen öyle hissedersin ki; Sanki senden başka herkes çok mutlu. Ama unutma ki; Bazı insanlar sahip olmadıkları kalitenin, ait olmadıkları kişiliğin ve yaşamadıkları mutluluğun da reklamını çok iyi yaparlar.
Sizi tatlı kılacak kadar yeterli mutluluğunuz olsun, güçlü kılacak kadar acı deneyiminiz, insan kılacak kadar üzüntünüz ve sizi mutlu kılmaya yetecek kadar umudunuz olsun.
Ne kadar çirkin gülüyorsam, bil ki o kadarda mutluyum...