Delikanlıyız diyenler çok geçti bu alemden, her ortama giren delikanlı sanmasın kendini aniden.
Delikanlının hayatında yoktur geri vites, geçmişini dikiz aynasından izler tek dostu Efes.
Kendimi ne zaman nokta kadar küçük hissetsem, anlamlı bir cümlenin sonunda buluyorum kendimi.
Beddualarımı onda bırakır, sevaplarımı yüreğimde saklarım. Masum bir günahsa yaşadığım, gururumdan susarım.
Ben hiç kimse için hayal kırıklığına uğramadım, çünkü kimse için hayal kurmadım.
Hayır anlamıyorum yastığımla alıp veremediğin ne? Çeyizinden de çıkarmadık ki, bir yastıkta ağlıyoruz.
Kaleyi sattım, filler isyanda, vezir intihar etti. Bu arada atları da serbest bıraktım. Çevremdeki piyonlardan zaten medet ummadım şimdi şah olduğunu düşünen varsa buyursun hamle yapsın.
Geceleri gelme jilet tutarım, uzatma kollarını sana da atarım. Sana tebessüm edenin hayatını satarım.
Alttan aldık yeteri kadar, bundan sonra herkes ederi kadar.
Kolay değil, rol yapsam da bazen beni hiçbir şey güldürmüyor. Sorun değil, çünkü beni hiçbir dert öldürmüyor.
Ben bana inananı hiç yarı yolda bırakmadım. Bırakanı da bir daha asla ‘adam’ yerine koymadım.
Derdi olanın derdini dinleriz, dert çıkaranın derdi oluruz. Dalımızı kıranın ağacını kökünden sökeriz, milletin etiket olduğu yerde fiyatı biz koyarız.
Benim sürdüğüm hayatın geri vitesi yok. Geçmişimi sadece dikiz aynasından seyrediyorum.
Geciken ambulans gibisin mutluluk. Ben ölünce mi geleceksin anlamadım gitti.
Mum olmak kolay değil, ışık saçmak için önce yanmak gerekir.
Kimine göre adam, kimine göre yalanız. Rahat olun siz, biz adamına göre adamız.
Şekerli bir sakızdın ağzımda, çiğnerken de yorulmuştum aslında. Önce şekerin gitti sonra cıvıdın, daha fazla uzatmaya gerek yok dedim tükürdüm. Kim bilir kimin ayağına yapıştın?
Benim hayatımda gülücükler olmadı sevgilim, acıyla bütünleşti kalbim, nasır tuttu sevgilerim. Gittin ya ne mi yapıyorum? Gözyaşlarımla nasır tutmuş hayallerimi yumuşatıyorum. Biz hayatı rüyalarımızda değil, yaşadıklarımızla anladık.