Moralim çok bozuk; şu seni seviyorumlu fıkranı anlat da gülelim birazcık.
Her haltı yiyip, evleneceği kızın el değmemiş gonca gül olmasını isteyen erkekler, siz hiç boka kelebek, çiçeğe sinek konduğunu gördünüz mü?
Aklında kalmasını bilirim de, sıkılıyorum orada, bomboş.
Kaza gibiyim, kimin başına geleceğim belli olmaz.
Küfür edemem ben bilirsin susuyorum. Dile getiremediklerimi sen anla.
Kara kalem resim yapmayı seviyorum. Çünkü kimin ne renk olduğunu hala çözemedim.
Sanalda dayı olanlar nedense babamın karşısında kuzu oluyorlar.
Sevgimi anlayamadın mı gözlerimdeki yaştan, atalarımız doğru demiş eşek ne anlar hoşaftan.
Hani sen bana mecbursun havasında olanlar var ya. Onlar o havada takılsınlar; ben bana yeter de artarım, artanımla da onlara hava katarım.
Hayatına son vereceğim kurşun kadar değerli misin acaba? Herkes mi kusursuz? Hiç kimsenin yarası yok mu sarılacak?
Ben şimdi başka kollardayım buda sana kapak olsun.
Allah'ım bu ne güzellik, bu ne endam. Bu ne işve, bu ne eda; bir içim su. Şekerim benden çok bahsettim senden naber?
Sen hayata at gözlükleriyle bakmaya devam edersen, birilerinin çüş demesi zoruna gitmesin.
Güvenmek sevmekten daha değerli, zamanla anlarsın.
Arıza lamban yanıyor tatlım, haydi bir sanayiye uğra da gel.
Sen hala kabullenmedin mi sevap sandığın günahlarını.
Bir zam da şu insanlara gelse kendilerini bu kadar ucuza satmasalar.