Bunu saymıyorum, bir daha ki sefere daha haince terk et. Bir daha ki sefere daha alçakça olsun gidişin.
Büyük hayallerin kırıkları da büyük olur ama ne yapayım, yıldızlar da ancak kendini yakabildiği sürece yıldızdır.
Dinsizin hakkından imansız gelir de, sensizliğin hakkından kim gelecek? Ben onu düşünüyorum sevgili.
Galiba ben bu aşkta iyi halden müebbet yedim.
Sensizim biliyorum. Kendimi kandırıyorum yokluğunda. Geceleri yastıktan sevgilimsin benim. Gündüzleri, gözüm açık gördüğüm hayal.
Diyorlar ki; Küsme aşka daha kimler gelecek kimler geçecek. Bilmiyorlar ki en son giden her şeyimi götürdü. Bilmiyorlar ki; En son giden, daha sonra gelecekleri bile götürdü.
Öyle uzaklaşıyoruz ki birbirimizden, öyle köreltiyor ki büyük şehirler insan yanımızı; binalar yükseldikçe insanlık alçalıyor sanki.
Şimdi bana doğru doğrultsan aşkını, korkarım. Şeytan doldurur!
Oysa senden tek bir damla istemiştim, sana kocaman bir deniz sunabilmek için.
Aşk, insanın kendi eksiğini başkasında tamamlama isteğidir. Terk edilmekse eksiğin daha da eksilerek sana geri iadesidir.
Her şey geçmişte kalıyor, ama hiçbir şey geçmiyor!
İyinin kötüsüyle, kötünün iyisini birbirinden ayıramadığımız sürece, en kötünün hangisi olduğunu asla öğrenemeyiz.
Ben; Seni, yanındakini ve milyarlarca insanı yoktan var edenin aciz bir kuluyum sevgilim. Ben sadece tutuklunum. Hadi azıcık sev beni. Sev ki utandırayım kendine Mecnun diyenleri.
Sorun şu: hayatı yaşayarak anlamak mı, anlayarak yaşamak mı?
Bir insan, iki kuyuya aynı anda gözlerinden düşebilir. İtme! Ama gitme. Daha saat hoşçakalı göstermedi. Bitme!
Kinim kendime, susuşum sana, küsüşüm tüm dünyaya.
İncinecek hal kalmadı bende, sana bir tavsiye; Vedalar soğuk olur, sıkı giyin.
Ama ben en çok seni bekledim senden sonra. Ne kadar çoğalsam, hep bir kişi eksik kaldı. Şimdi herkes biraz sen gibi ama kimse değil sen gibi.