Dünyada iki renk gül olsun, biri kırmızı diğeri beyaz, sen beni unutursan kırmızılar solsun, ben seni unutursam beyazlar kefenim olsun.
Sevmek ölmektir bence, ben de sevmiştim ölmeden önce.
Sen bazen en zifiri karanlık gecemin güneşi, sen bazen yaşanacak hayatın cesaret verecek mutluluk yani, sen bazen ve her zaman sevgimin tek nedeni.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak, sevgiler zamanla olgunlaşırmış. bir gün gözlerimin içine bak anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
Ayrılıklar küçük sevgileri öldürür ama büyük sevgileri güçlendirir. Tıpkı rüzgarın mumu söndürüp yangını güçlendirdiği gibi.
Bir ses beklemek senden. Soluk beklemek. Suskunluğun en acımasız olduğu zamanlardayım. Hiç bu kadar uzun susmadın sevdiğim. Hiç bu kadar uzun gitmedin bilmediğim yerlere, gözlerimi götürmeden yanında!
Sevmek öyle bir şey ki onsuz bir hayat düşünmek bile zehir olur insana üstüne üstelik hasret varsa sevgimin arasında dokunmayın içimdeki kimsenin duymadığı isyanıma!
Seni yıldızlara benzetiyorum onlar kadar etkileyici, çekici ve güzelsin ama aranızda tek fark var onlar milyonlarca sen bir tanesin.
Biz isyankar aşıklarız! Geceleri sokaklarda düşünürüz aşkımızı geceleri isyan bayrağımız dalgalanır aşka karşı!
Hasretin acıya boğmuşsa beni; gelmezsen unutmak hakkım değil mi?
Ne seni sevene düşmanım, ne de seni sevdiğime pişmanım, sadece senle olmak varken, sensizliğedir isyanım.
Kalem olsa dünyadaki bütün ağaçlar ve bütün denizler mürekkep olsa senin şiirini yazamam yinede.
Huzur içinde ellerimi kavuşturuyor ve bekliyorum, rüzgara, gel gite yada denize aldırmıyorum ve artık zamana yada kadere isyan etmiyorum, bana ait bana gelecek çünkü.
Eğer çölde bir çiçek olsan; seni kaybetmemek; için gözyaşlarımla sulardım eğer gözümdeki bir damla yaş olsaydın; seni kaybetmemek; için hiç ağlamazdım.
Bir gün cehennemde karşılaşabiliriz sen kalp hırsızı olduğun için, bense tanrıyı bırakıp sana taptığım için.
Kim bilir hangi akşam güneşle beraber bende söneceğim kim bilir hangi ellerden son suyumu içeceğim belki göremeden öleceğim fakat yinede seni ‘ebediyen seveceğim.
Önce düştüğümde kalkmayı öğrendim sonra aleve dokunduğumda acıyı sevmeyi öğrendim sevilmeyi sonra terk edilip beklemeyi sayende unutulmayı da öğrendim her şeyi öğrendim de yalnız unutmayı öğrenemedim.
Boynunda bir yaftayla bin cezaya hüküm giyen isyanların sesiyim yitik sevdalarda bir yüzüm adı bile bilinmeyen ve hep aşka mahkum ve hep affedilmeyen.
Şu yalan dünyaya, mutluluğumuzu engelleyenler, savaşları başlatanlar isyanım sizleredir.