O bir başkasına sımsıkı sarılırken, nefesi kesilen neden hep ben oluyorum?
Sevgiye koşarak umutları bir bir yakalayarak gittiğim hayatımı gidişlerinle bitirdin sadece canımı değil beni de benden aldın.
Tutuklu kaldığım yer kalbinse, özgürlüğün canı cehenneme.
Sırat köprüsü gibiyim bugünlerde. Gözümden de gönlümden de düşen düşene.
Bazen noktayı cümlenin sonuna değil, tereddüt ettiğin yerde koyacaksın.
Zannetme ki beklemekle usanır yürek. Bir değil bin ömrüm olsa da beklemesini bilirim elbet.
Zamansız karşılaştığım birini nasıl zamanla unutayım?
Ben kimutlu sonla biten her filmi bile iki kere izledim, belki bir yanlışlık vardır diye.
Bir yanımda çaresizlik diğer yanımda yorgunluğum var. Bir yanımda yalnızlığım, diğer yanımda geçmişe dargınlığım var.
Benden su katılmamış şiirler istiyorsun. Kalem mi yazıyor sandın? Ben harfleri denizlerden söküp tek tek, gözlerimden süzüyorum göremiyorsun.
Sen nerden bilirsin ki yalnız olmayı. Tek başına yürüdün mü o yollarda üşüyerek. Ben kendimi sarmalarken kendime. Sen başka kollarda uyandın. Onun için sen asla bilemezsin o yollarda yalnız yürümeyi.
Seninle ilgili her şey beni ilgilendirir. Kadar tatlı bir cümle yok bence.
Dürüstlüğümüz hiç bir işe yaramadı. Zaten başka da bir şeyimiz yoktu.
Toprak sevdiklerimizi aldığı için mi bu kadar güzel kokar?
Sanma ki sevmekle usanır bu yürek. Kaderde varsa eğer, sevginle ölmesini de bilirim elbet.
Acıyan bir yerlerim olup olmadığını anlamak ister gibi yokluyorum içimi. Hiçbir sızı yok. Geçmişin ağırlığı yok üstümde. Yolunca yordamınca unutmuşum unutulması gerekenleri.
Sorarlarsa beni sana; sevilmeden seviyordu de. Ne kadarda saftı de. O kadar seviyordu ki kaldıramadım de. İçinde bir ateş yaktım halen yanıyor de. Gitmeyince aramayınca eridi bitti de. Bide dünyası vardı onu da ben kararttım de. Kendi eliyle bir çukur kazdı. Ben de gömdüm de.
Ey aşıklara mekan olan koca dünya sen döndükçe ben ağlayacağım insanlara aşıklara uzaktan bakacağım.