Zulme dayalı tüm saltanatlar yıkılacaktır! Sen babanın oğluysan bende Allah’ın kuluyum.
Daha önce acı çekmiş biriyle birlikte olun! Çünkü onlar mutluluğun değerini iyi bilirler.
Pardösüsü olanlar kışı özlerdi. Ekmeği olanlar akşamı, uykusu olanlar geceyi beklerdi. Ölüm beni çağırıyor.
Sevgili, yetmiyor “sevgili” sözü tek başına. Karşılamıyor içimi dolduran duyguyu. Oysa ben “sevgili” derken neler düşünüyorum bilsen.
Kavgayı, bir yaprağın üzerine yazmak isterdim; sonbahar gelsin yaprak dökülsün diye. Öfkeyi, bir bulutun üzerine yazmak isterdim; yağmur yağsın bulut yok olsun diye. Nefreti, karların üzerine yazmak isterdim; güneş açsın karlar erisin diye. Ve dostluğu ve sevgiyi, yeni doğmuş tüm bebeklerin yüreğine yazmak isterdim; onlarla birlikte büyüsün bütün dünyayı sarsın diye.
Gülümsüyorum! Çünkü biliyorum ki; gülümsemek dostlarıma karşı sunduğum en iyi ikram, düşmanlarıma karşı en asil darbedir.
Biz de bilirdik sevgiliye karanfil almasını, lakin aç idik yedik karanfil parasını.
Bir kıvılcım düşer önce, Büyür yavaş yavaş, Bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş.
Hayatı kendim için yaşamıyorum! Ve korkmuyorum hiçbir şeyden. Başıma gelecekleri de biliyorum. Her şeye rağmen düşmana inat yaşayacağız. Yarın bizim çünkü.
Bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü, Bazen bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni vardır.
İnsanı yaşatan içimizdeki hayat böceğidir. O ölürse hayatımızında tadı biter.
Hadi takas edelim bir şeylerimizi. Mesela gülüşünden ver ömrümden al.
Sen hiç ölümün gölgesinde özgürlüğü yaşadın mı? Bir garibanın elinden tutupta hiç kadere rest çektin mi?
Sen elin cilalı mermer taşlarında kibar beylerle dans ederken, Ben her gün azraillen dans ediyordum!
Her şeye rağmen düşmana inat yaşayacağız. Yarın bizim çünkü. Biz öleceğiz ama çocuklarımız bırakacağımız mirası taşıyacaklar yüreklerinde. Ve onların yürekleri bizim altında ezildiğimiz korkuları taşımayacak.
Babam dünyanın en güçlü adamıydı. Bir ekmeği hepimize bölebiliyordu.
Ben bir kavga adamıyım. Sinemam da bir kavganın, halkımın kurtuluş kavgasının sinemasıdır.
İnsanları taş duvarlar, demir parmaklıklar arasında terbiye etmeyi, onların düşüncelerini önlemeyi düşünen anlayış yıkılacaktır.
Güzellik bir bütünün sonucudur. Bunun için kolay görülmez, kolay varılmaz, kolay anlaşılmaz.
Ben kimsenin canını yakmadım; onlar benim ateş olduğumu bile, bile geldiler.