İsyan ediyorum çaresizliğe, bir çözüm ol isyanım çaresizliğe.
Eğer beni bu sokakta, bu semtte, bu şehirde bulamazsan sevgilim bil ki ben, gözlerinin daldığı yerdeyim.
Kalbim seni unutacak kadar adı ise ellerim onu parçalayacak kadar asıldır.
Ölmek için sebebim yok ama yaşamak içinde sınırdayım.
Ecelle sözlü ölümle nişanlıyım, tesadüfen doğdum yaşamak zorundayım, alayına isyan kralına ölüm,
Gece midir insanı hüzünlendiren, yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Gece midir seni bana düşündüren yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?
Seni benim kadar sevenler, sana benim kadar hasret kalsın.
Rüyalarını gül yapraklarıyla yatağını papatyalarla süsledim, üzerini sevgiyle örtüp tüm kabusları aldım ki en güzel rüyaları sen göresin.
Dünyada iki kör tanıdım; biri beni görmeyen sen, biri de senden başkasını görmeyen ben.
Başını göğsüme yasladığında tek bir düşmanım vardır: geçip giden zaman.
Sana seni anlatamam isyan edersin, aşkı tekrar istemem ziyan edersin, seninle vardım seninle soldum, bir varlığım yok ki muradım olsun!
Lüzumsuz insanlara, artistlere kaprislere isyan ediyorum.
Adı var kendi yoklardan bıktık adı var kendi yoksa bende yokum.
Ağlamak isyansa her gün ağlıyorum, gülmek bir oyunsa o oyunu hiç bilmiyorum, sevmek suçsa beni affetme çünkü seni her şeyden çok seviyorum aşkım.
Sert rüzgarlar karanlık geceleri severmiş, aynen benim seni sevdiğim gibi.
Seni düşünür, seni özlerim, sevgilerin özlemlerin derinliğinde ne olur kır şeytanın bacağını bir kez beni hatırla, bir sonbahar serinliğinde.
Bir gün bir rüzgar eserse oralara benim sana olan sevgimi fısıldarsa kulağına unutma sende bana bir tutam sevgi yolla.